HİZMET ERLERİ
Ölmek var, dönmek yok hayallerinde.
Boğum boğum kına, ak ellerinde.
Baharı zorlayan gönüllerinde.
Çiçek açıyorlar, hizmet erleri…
Akıncılar, akın akın akmışlar.
Bismillah demişler ,yola çıkmışlar.
Onlar artık, köprüleri yakmışlar.
Kapı açıyorlar, hizmet erleri…..
Ensari’ye, muhacire özenmiş.
Yüreğinde , Anadolu bezenmiş.
Kafkaslardan , Balkanlara uzanmış.
Tohum saçıyorlar, hizmet erleri.
Bak, diz çokmüş geçit vermeyen dağlar!
Her kıtada kurulacak otağlar.
Hepsi olmuş birer Cafer-i Tayyar.
Sanki uçuyorlar, hizmet erleri…
Cihan, bu kervana selam duruyor.
Hızır, bu kervana kanat geriyor.
Bu kervanı, yüce Mevla’m koruyor.
Bunu görüyorlar, hizmet erleri…
Biz burada, yağan kardan geçmezken.
Servetten, şöhretten vardan geçmezken
Uykudan , boğazdan, yardan geçmezken.
Serden geçiyorlar, hizmet erleri…
Bu nasıl kervandır kervancı başı ?
Cehennemi söndürür o göz yaşı.
‘’ Kim galip, kim mağlup ? ‘’ O’nun telaşı .
Çığır açıyorlar , hizmet erleri.
Çok yol alır, kim ki çabuk davranı.
Alperenler değiştirir devranı.
No’lur Cevat kaçırma bu kervanı
Bir çağ açıyorlar, hizmet erleri…
Cevat AKGÜN
ERZURUM